İllegal işler yaptığını iddia eden (hırsızlık, gasp, uyuşturucu, yaralama...), âvam, cinsiyetçi dilli, devamlı polisle başının dertte olduğunu, polisten kaçtıklarını anlatan şarkı sözlerine sahip dızo rapçilerin (daha doğrusu yaptıkları şeyin "rap" olduğunu söylüyorlar) aslında bu bozuk sistemin parçası olduğu, bu son yaşanan olaylarla (protestolar, hakların gasp edilmesi, faşizmin kırbacı, ...) yine belirginleşti. Polisten kimin kaçtığını, kimin sesinin çıktığını gördük; üstelik hiçbir suç işlemeden, illegal işe bulaşmadan. Şimdi ise bazı zavallılar haklarını arayan, hoşuna gitmeyen şeyleri protesto edenleri "gaza gelmeyin, edebinizle oturun" ve "kimsenin maşası" olmayın" diyerek, parmaklarını sallıyorlar. Anlayamıyorlar tüm bu olanları. Zaten sokakta protesto yapan o insanlar her gün kendilerine sallanan baskıcı parmaklardan sıkıldıkları-usandıkları için seslerini yükseltiyorlar, devamlı birilerinin arkasına saklanarak yükselenlerden, başkasının ağzına bakarak hareket edenlerden değiller; bireyler. Kendi fikirleri ve sözleri var, onları "maşa" olarak suçlayanların aksine.
Bir de "bunlar nasıl öğrenci, kaç yaşında insanlar, böyle öğrenci mi olur" diye çaçaronluk yapanlar var. Bir kere öğrenciliğin yaşı olmaz. Ayrıca protestoyu sadece öğrenciler yapmaz; onurlu, erdemli, haklarını geri isteyen herkes eylemde bulunabilir.
Tabii ki bu saçma-sapan eleştirilerde bulunanların birçoğu da sosyal medyadaki yavşak troller. Görüyorum, hep bu trollere cevap vermeye çalışanlar var. Aslında hiç kendiniz yormayın. Direkt bunları şikayet edin ve engelleyin. Hem enerjinizi boşa harcamamış hem de moralinizi dinç tutmuş olursunuz.
Bir de demokratik haklarını sergileyen ve bu yüzden tutuklananlar için "devlet BABA büyüklüğünü göstersin, içerdekileri serbest bırakarak" diyenler var. Bu yanlış. Ortada gösterilecek bir büyüklük yok zaten ortada bir suç yokken. Bu lütuflu tavrı talep edenler bu protestoların neden olduğunu tam anlayamamışlar. Sokaktaki insanlar artık BABA figürü istemediklerinden, baskıcı unsurlardan ve lütuflu tanrıcılık rollerinden bezdikleri için tavırlarını orta koydular esasen. Af talep etmek, "biz suçluyuz, bu seferlik hor görün" demektir aslında. "Ölüm yerine sıtmaya râzı gelmecilik" davranış biçimi yıllardır yeterince zarar verdi zaten. Bu hastalıklı alışkanlık artık terk edilmelidir.
İşte bu yukarıdaki kısa kelamlar, mutlu, huzurlu, adaletli, özgürlükçü bir hayat sürebilme isteğinin dışa vurumudur özünde ve bunlar çok da mütevazi isteklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder